SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L VUDU’

<< 110 >>

باب: ما جاء في الوضوء.

1. Abdest Konusu İle İlgili Hüküm Ve Farklı Görüşler

 

-وقول الله تعالى: {إذا قمتم إلى الصلاة فاغسلوا وجوهكم وأيديكم إلى المرافق وامسحوا برؤوسكم وأرجلكم إلى الكعبين}. /المائدة: 6/.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:  "Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın.[Mâide, 6]

 

قال أبو عبد الله: وبين النبي صلى الله عليه وسلم أن فرض الوضوء مرة مرة، وتوضأ أيضا مرتين وثلاثا، ولم يزد على ثلاث، وكره أهل العلم الإسراف فيه، وأن يجاوزا فعل النبي صلى الله عليه وسلم.

Ebu Abdullah (Buharî) şöyle demiştir: Nebi s.a.v. abdestin farzının birer birer yıkamak olduğunu beyan etmiş, aynı zamanda İkişer defa ve üçer defa yıkayarak abdest almış, üçten fazla yıkamamıştır. İlim ehli abdestte israfa kaçmayı ve Hz. Peygamber'in yaptığının öte­sine geçmeyi mekruh görmüşlerdir.

 

AÇIKLAMA:     Bu bölüm, abdestin hükümleri, şartları, niteliği ve abdest öncesi yapılan şeyler ile ilgiü konuları içermektedir. Buhârî "Abdest Konusu ile İlgili Hüküm ve Farklı Görüşler" sözü ile selef âlimlerinin abdest âyeti konusundaki görüş farklılıklarına İşaret etmektedir. Ço­ğunluk bu âyeti "abdestsiz olarak namaz kılmaya kalktığınız zaman" şeklinde tefsir etmiştir. Diğer bazılarına göre İse bu emir herhangi bir hazif söz konusu olmaksızın genel kapsamlı olmakla birlikte, abdestsiz kimse hakkında farz, di­ğerleri hakkında ise menduptur.

 

Bazı âlimler "Namaz kılmaya kalktığınız zaman" İfadesinden abdestte niyetin farz olduğu sonucunu çıkarmışlardır. Abdestte organları bir kere yıkamak farz, birden fazla yıkamak ise müstehaptır.

 

Hz. Peygamber'in nasıl abdest aldığını anlatan hadislerde abdest organlarını üçten fazla yıkadığına dair bir bilgi mevcut değildir. Aksine onun üçten fazla yıkayanları kınadığı sabittir. Ebu Dâvud ve diğer hadis imamla­rının rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber organlarını üçer defa yıkayarak abdest almış ve şöyle demiştir: 'Kim bundan fazla veya eksik ya­parsa kötülük ve haksızlık yapmış olur. [Ebu Dâvud, Taharet, 51. (Çev.)]  Bu hadisin senedi İyidir (delil olmaya elverişlidir).

 

Buhârî "Hz. Peygamber'in. yaptığının ötesine geçmeyi ke­rih görmüşlerdir" sözü i!e İbn Ebî Şeybe'nin yine İbn Mesud'dan rivayet ettiği "Üçten sonra bir şey yoktur" sözüne işaret etmektedir.

 

Ahmed İbn Hanbel, İshak ve ikisi dışında diğer âlimler üçten fazla yıkama­nın caiz olmadığını söylemişlerdir. İbnü'l-Mübârek şöyle demiştir: "Bu kişinin günaha girmeyeceğinden emin değilim." İmam Şafiî ise şöyle demiştir: "Abdest alan kişinin organlarını üçten fazla yıkamasını hoş karşılamam. Ancak yıkama sı­rasında organlarının bazı bölümlerine su değmediğini biliyorsa bu durumda üç­ten fazla yıkaması istisna edilir, yalnızca su değmeyen yeri yıkar. Ancak abdesti bitirdikten sonra şüphelenirse yıkamaz. Ta ki onun durumu, yerilmiş olan vesve-seciliğe dönüşmesin."

 

 

باب: لا تقبل صلاة بغير طهور.

2. Taharetsiz Namaz Kabul Olmaz

 

حدثنا إسحاق بن إبراهيم الحنظلي قال: أخبرنا عبد الرزاق قال: أخبرنا معمر، عن همام بن منبه: أنه سمع أبا هريرة يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تقبل صلاة من أحدث حتى يتوضأ). وقال رجل من حضر موت: ما المحدث يا أبا هريرة؟ قال: فساء أو ضراط.

 

[-135-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullâh sallallahu aleyhi ve sellem: "Kendisinde hades vâkı` olan kimsenin namazı (o kimse) abdest almadıkça kabul olunmaz." buyurdu. Hadramevt ahâlîsinden biri: "Ya Eba Hureyre, hades nedir?" diye sordu. "Sessiz veya sesli yel." cevâbını verdi.     

 

 

AÇIKLAMA:     Konu başlığında "taharet" ile kasdedilen abdest ve gusülden daha genel bir anlamdır.

 

Bu hadisteki "kabul"den kasıt, sahihlik ve yeterliliktir. Kabulün gerçek anlamı, ibadetin kişinin borcunu kaldıracak yeterlilikte yerine gelmiş olmasının sonucudur. Namazın şartlarını yerine getirmek, kabul sonucunu doğuran yeterli­liği barındırdığı için buna mecazen kabul denilmiştir. "Kahine giden kişinin namazı kabul edilmez" hadisinde İse kabul sözcüğü gerçek anlamı ile kulla­nılmıştır. Çünkü bazen amel sahih olduğu halde, bir engel sebebiyle amel kabul edilmemiş olabilir. Bu sebeple bazı selef âlimleri şöyle demiştir: "Benim bir na­mazımın kabul edilmesi benim için bütün dünyadan daha sevimlidir". Bunu İbn Ömer söylemiştir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Allah yalnız muttakilerden kabul eder.[Mâide, 20]

 

Hadisten Çıkan Bazı Sonuçlar

 

Bu hadis, abdestsizlik kişinin kendi isteği i!e olsa da zorunluluktan kaynak­lansa da bu şekilde namazın batıl olduğunu gösterir.

 

Her namaz için abdest almak gerekli değildir. Çünkü namazın kabul edil­memesi, abdest alıncaya kadardır. Abdest aldıktan sonrası ise, öncesinden fark­lıdır. Bu da abdest aldıktan sonra namazın mutlak olarak kabul edilmesini ge­rektirir.